Dünyadan Acayip Haberler

Dünyanın En İğrenç Koleksiyonu


Resim - Dünyanın En İğrenç Koleksiyonu!


İngiltere’de bir “koleksiyon meraklısı” tam 26 yıl boyunca göbek deliğinde toplanan pamuk parçalarını biriktirerek Guinness rekorlar kitabına girdi.
Daily Mail’in haberine göre, Graham Barker adlı 45 yaşındaki kütüphane görevlisi başkalarına göstermekte zorlanacağı bir “koleksiyon”a merak saldı.
Barker, 26 yıl boyunca göcek deliğinde biriken pamuk parçalarını kavanozlar içinde biriktirerek tam 22.1 gram “pamuk” elde etti.
Tuhaf koleksiyoncu, bu miktarla rekorlar kitabına girmeyi başardı.
Barker’ın “koleksiyonunda” her renkten pamuk bulunuyor. Pamukların rengi Barker’ın kullandığı havlu veya atletin rengine göre değişiyor.


Kocasını Çıplak Gördü Şeytan Zannetti


Resim - Kocasını Çıplak Gördü Şeytan Zannetti!


Fransa’nın başkenti Paris’de üçüncü katta yaşayan 12 kişilik bir aile evin reisini Şeytan zannedince...Sabah kalktığında kocasını çıplak bir şekilde salona girerken gören kadın, şeytan gördüğünü zanetti ve kocasını bıçaklayarak camdan itti.Ödüllü kadın yönetici erkek çıktı
Adamın yaralanmasına rağmen tekrar yukarı çıkması üzerine çığlıklar atan kadın tüm ailenin paniğe kapılmasına neden oldu.


Satılık Kızlar Vitrinde
Resim - Satılık Kızlar Vitrinde !


Çok büyük bir alış veriş merkezinin vitrininde oturan canlı kızlar görenleri şaşkına çevirdi.Vitrin mankenleri yerine; yüzü gözü morarmış, dayaktan perişan olmuş kadınların görenler önce ne olduğunu anlamadı.

İsrail'in önemli şehirlerinden Tel Aviv'de bulunan büyük bir alış veriş merkezinde kadın kaçakçılığını protesto eden kadınlar, tepkilerini ilginç bir yöntemle gösterdi.



Bu Salaklıklar Tarihe Geçti!

Resim - Bu Salaklıklar Tarihe Geçti!


Jake Fen isimli Macar adam , eşini korkutmak için kendisini asmış pozu verdi...Eve gelen eş kocasını o halde görünce bayıldı.Kapıyı açık gören komşu kadın içeri girince iki cesetle karşılaştığını sanıp evi soydu.Topladıklarıyla çıkarken Jake kadına bir tekme attı.Cesedin canlandığını sanan kadın öldü. Jake beraat etti...
Bunu Yapmış Olamaz !!!


Resim - Bunu Yapmış Olamaz !!!


ABD'de yaşayan bir dövme hastası, akıl almaz bir şey yaptı...ABD'nin Oregon eyaletinde yaşayan Human Chequerboard (İnsan Dama Tahtası) lakaplı Matt Gone vücudunun yüzde 98'inin dövmelerle kaplı olduğu yetmezmiş gibi, gözlerinin akını da dövmeyle boyadı!

Başı ve yüzü dama tahtası dövmesiyle kaplı olan Gone'un bundan böyle sonsuza dek bir gözünün akı mavi, diğerininki yeşil olarak kalacak.



İngiltere'de teknoloji sektöründe gösterdiği başarılarından dolayı 35 yaş altındaki “en başarılı iş kadını” ödülü alan Kate Craig’in aslında bir erkek olduğu ortaya çıktı. Robert Hardy Wood, yani şimdiki adıyla Kate, doğduğundan beri kendisini kadın gibi hissetti.
İlk evliliği bu yüzden bitti. Kate 2006’da IT sektöründeki işine başlamadan önce 70 bin dolara kadın oldu.
YORUM: Bu haberin acayip olan kısmı başlığı...






Pizza için annesini rehin aldı
Macaristan’da annesini rehin aldığını telefonla polislere bildiren, annesini serbest bırakmanın karşılığında aile boyu pizza ve iki litrelik kola isteyen adam, mahkeme tarafından beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Macaristan’ın Kökeny kasabasında bir yıl önce annesini rehin alan 31 yaşındaki Macar, polislerden ayrıldığı eşi tarafından büyütülen kızının yanına getirilmesini istedi. Polisler, kızının uzak bir şehirde yaşadığı için kısa zamanda getirilemeyeceğini anlatınca, bu isteğinden vazgeçen adam, polislerden aile boyu pizza ve iki litrelik kola istedi.
İstediklerini aldıktan sonra annesini serbest bırakan Macar gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemede “terör suçu” işlediği gerekçesiyle beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.


YORUM: Umarım değecek bir pizza yemiştir. Gidip de vejeteryen sebze pizzası yediyse vah vahhhhh.



İngiltere’nin büyük tirajlı gazetelerinden The Sun, “Tottenham Ayetullahı" olarak adlandırılan radikal imam Ömer Bekri Muhammed’in kızı Yasmin Fostok adıyla Londra’daki gece kulüplerinde “direk" ve “üstsüz" dansçı olarak çalıştığını duyururken Fostok’un görücü usulüyle evlendiği bir Türk ile beraberliğinin de çöktüğünü yazdı.
The Sun, Suriye asıllı İngiliz vatandaşı Bekri’nin, üç yaşındaki bir çocuk annesi olan 27 yaşındaki kızının, Yasmin Fostok adı ile “yarı çıplak" dans ettiğini duyurduğu haberinde Fostok için “Fanatik Müslüman babasına karşı ayaklandıktan sonra gizli bir hayat yaşıyor" ifadesini kullandı.


YORUM: Ailecek ying yang felsefesini yansıtıyorlar.


Bu da votka boru hattı

Estonya'da bir mahkemede 11 zanlı, Rusya'dan ülkeye kaçak 'votka boru hattı' kurdukları suçmalasıyla yargılandı. Kaçakçılar yüksek içki vergisinden kurtulmak için Estonya ile Rusya arasına, bir kilometre uzunluğunda kaçak 'votka boru hattı' kurdukları ortaya çıktı. En az altı bin litre votkanın Rusya'dan Estonya'ya doğru uzanan bir boru hattıyla ülkeye sokulduğu anlaşıldı. Ülkenin kuzeyindeki Narva Kasabasında inşa edildiği anlaşılan boru hattıyla aktarılan votkanın bir su deposunda toplandığı ortaya çıktı. Burada toplanan votkanın yeraltından Talin'e aktarıldığı ama kalitesi düşük olduğu için burada tüketilmediği ifade edildi. Votka yüklü araçlar ise olayın anlaşılmasına neden oldu. Polisin soruşturması sonucunda yakalanan 11 Rus ve Estonyalı kaçakçı, suçları kesinleşirse haklarında 5 yıla kadar hapis cezası söz konusu. Litvanya ile Belarus arasında 3 kilometrelik gizli 'likör' boru hattı bulunmuştu.

YORUM: İçkiler su gibi aktı...

Pişkin Suçlu

Foto Kaynak: Flickr (Haberden bağımsızdır)
Portsmouth Amerika'da Paul Baldwin isimli bir adam bir kutu bira çalmaktan 10.0000 dolar para cezası aldı. 152. suçunu işlediği için böyle bir cezaya çarptırılan adama hakim duruşma sırasında avukat isteyip istemediğini sorunca adam "Avukata gerek yok, bu mahkeme salonunda senden daha fazla bulundum" diyerek cevap verdi.


Yorum: Hem suçlu hem güçlü.


Polis imdat! Tavşanımın kulakları sarkık değil

İskoçya'daki polis acil hattını arayanların acayip taleplerine alışkın olan Scotland polisi, son olarak bir kadının "tavşanımın kulakları, gazetedeki ilanda yazıldığı gibi sarkık değil" diye şikayette bulunması üzerine isyan etti.


Hattın gereksiz aranmaması konusunda uyarıda bulunan Central Scotland Polisi, üzerlerine su sıçratan bir arabayı şikayet etmek ya da yaşadıkları yerin posta kodunu sormak için "999" acil hattını arayanlar olduğunu kaydetti.


Şef Müfettiş Alan Stewart, insanların, yoldan geçen bir araba tarafından ıslatıldıkları ya da gazete ilanıyla satın aldıkları bir şeyi şikayet etmek için acil hattı aramalarının "inanılmaz" olduğunu söyledi.


YORUM: Burada arasalar cevaplarını alırlardı bi güzel.


Hırsız bu kez karate şampiyonuna çattı



Roma'da Termini Tren İstasyonu'nda Romanyalı yasadışı göçmen bir adam, öğleden sonra durdurduğu 29 yaşındaki Lara Liotta'dan önce sigara istedi. Ancak Lara Liotta, sigara içmediğini söyleyerek yoluna devam etmek isteyince, bir anda Romanyalı'nın saldırısına uğradı. Fakat bu kez olan, Lara Liotta'nın dört kez 55 kilo altı İtalya Karate Şampiyonluğu'nu kazandığını bilmeyen Romanyalıya oldu.


Liotta kendisine saldırıp çantasını çalmaya çalışan Romanyalı'yı iki hamlede yere serip, polise teslim etti. Liotta, "Günün en yoğun saati olmasına karşın, hiç kimse bana yardım etmeyi denemedi. Umarım bana saldıran adamı hemen serbest bırakmazlar. Ben kendimi savunmayı biliyorum. Ancak benim yerime her hangi biri olsaydı sonuç trajedik olabilirdi" diye konuştu.


Bu arada Liotta'dan yediği dayakla hastanelik olan Romanyalı göçmen, acil serviste yapılan tedavisinin ardından tutuklandı.


YORUM: Kadının kroşesi erkeği yendi.


36 yılda 23 bin hamburger yedi!


ABD'nin Wisconsin eyaletinin Fond Du Lac kentinde bir "hamburger canavarı" ortaya çıktı.
Associated Press'in haberine göre, 54 yaşındaki Don Gorske, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu yüzünden 36 yılda 23 bin hamburger yediğini söyledi.
Bu zevkli saplantısına arabasını satın aldığı 17 Mayıs 1972'de başladığını anlatan Gorske, McDonald's restoranlar zincirinin "Big Mac" olarak bilinen en büyük hamburgerlerinden ne kadar yediğini, satın aldığı her hamburgerin kasa fişini saklayarak hesapladığını belirtti.
Rakamların kendisini büyülediğini söyleyen Gorske, kendi tüketimini hesaplama fikrinin, McDonald's'ın müşteri sayısını takip etmesinden kaynaklandığını kaydetti.
Gorske, hamburger yemediği tek günün, hamburger yememesini vasiyet eden annesinin öldüğü gün olduğunu belirtti.


Yorum: Bu adam nasıl hala hayatta?


Meşalenin başlattığı yangında bütün tapınak yanarak kül oldu. Talihsiz rahibin de kulakları, yüzü ve sol elinde yanıklar olduğu belirtildi.

Yorum: Rahip kısacası çarpılmış.



Polisin açıklamasına göre, kuzeydeki Ojiya kentinde bulunan Budist tapınağının rahibi Atsushi Sato (41), tapınağın içine yuva yapan büyük eşek arılarını çıkarmak için bir sopaya bağladığı bez parçalarını tutuşturarak arıların yuvasına soktu. Ancak yuvadan çıkan eşek arılarının saldırdığı rahip panik halinde kaçarken, elindeki meşaleyi yere düşürdü.

Tayland’daki bir ortaokulda, “transseksüel” öğrencilere özel tuvalet açıldı.
Ülkenin kuzeydoğusundaki Kampang Ortaokulu yönetimi, ‘kendilerini kız gibi hisseden’ erkek öğrenciler için erkek tuvaletiyle kız tuvaletinin arasına bir “transseksüel tuvaleti” yaptırdı.
Tuvaletin girişinde de, yarısı erkek, yarısı kız figüründen oluşan bir levha kondu.
Okulun başöğretmeni Sitisak Sumontha, erkek öğrencilerin yüzde 10’u ila 20’sinin arasının kendilerini kız gibi hissettiklerini söyledi. Sumontha, “Erkekler tuvaletini kullandıklarında rahatsız ediliyorlardı. Kızlar tuvaletini kullanınca ise kızlar rahatsız oluyordu” dedi.


YORUM: Tayland amma modern bir ülkeymiş.


Büründü

Hırvatistan’da düzenlenen Uluslararası Split Festivali’nde etten elbise giyen oyuncu Mislav Cavajda büyük ilgi gördü.

En seksi 10 Hırvat erkek arasında gösterilen oyuncu Mislav Cavajda, ‘Bakhe’ adlı oyuna çıplak vücudunu kırmızı etle sararak çıktı.Hırvatistan’da düzenlenen Uluslararası Split Festivali’nde gösterilen oyun ve Cavajda’nın şovu izleyenleri şaşırttı.


YORUM: Bu olaydan sonra insanlara ne kadar seksi gelir bilmiyorum ama etoburlara seksi geleceğinden eminim.


Oral seks yarışması hapis getirdi

Yunanistan’da, İyon Denizi’ndeki Zakinthos adasının Laganas sahil kasabasındaki oral seks yarışmasına katılan 9 İngiliz kadın fuhuş suçundan tutuklandı.


Yarışmayı düzenleyen 6’sı İngiliz 6’sı Yunan 12 erkek de gözaltına alındı. Oral seks yarışmasının kameralar tarafından görüntülendiği de belirlendi. Lagana’daki çılgınlıklar, Yunan parlamentosunda da büyük tartışmalara neden oldu.


YORUM: Birincilik ödülü neydi acaba?


ACEMİ HIRSIZ



Amerika'nın Arkansas Eyaleti'nde 1800 nüfuslu Hughes kasabasında hırsızlık yapan bir adam anında yakalandı. Kasabadaki belli bir markanın kutu kola makinasını çalan hırsız makinayı evinin ön bahçesine koyunca yakayı ele verdi.


YORUM: Amerikalıların ortalama IQ seviyesini merak ediyorum. Bu adamlar nasıl dünyaya hükmediyorlar?


Dikizleyen kocasını boşuyor


Dubai'de El Arabiye websitesindeki bir habere göre 30 yıllık evli 50 yaşındaki bir kadın, kocasını kendisini dikizlediği için boşuyor. Uyuduktan sonra kocasının peçesini kaldırarak onu dikizlediğini fark eden kadın, köyünün adetlerine göre kocasının evliliklerini zehirlediğini belirtti. Kocası bir daha böyle bir şey yapmayacağını söyledi.


YORUM: Kadın çok çirkin herhalde kocasının bile kendisine bakmasına izin vermiyor...


Eşya Fetişisti Kadın Eyfel Kulesi İle Evlendi!



37 yaşındaki eski asker Erika La Tour Eiffel, Eyfel Kulesiyle evlendi. kadının daha önceden dünya çağında bir okçu olmasını sağlayan yayından ve Berlin Duvarından hoşlandığı, yatak odasında sakladığı çitle de fiziksel ilişki kurduğu ortaya çıktı. Ancak bu ilişkilerinde aradığını bulamayan kadının en sonunda Eyfel Kulesine aşık olduğunu ve bir kaç arkadaşının huzurunda kuleyle evlendiği ve soyadını kuleninkiyle değiştirdiği belirtildi.
Eşya fetişisti olan 40 kadar insanın hepsi kadın. (Bloggerın notu: kesinlikle cinsel ayrım yapmıyorum) Bu fetişin bilinen ilk örneği Berlin Duvarıyla 29 yıl evli kalan Alman Eija-Riitta Berliner-Mauer.


YORUM: Eyfel kulesinin şekli ve büyüklüğünden etkilenmiş olabilir. Çağrışım yapmıştır...


Age Of Empires gerçek oldu!

Yunan adası Chios un Vordrabos köyünde 19. yüzyıldan kalma bir adet köylüler arasında halen devam ediyor. İki farklı kilise mensubu köylüler her yıl paskalya zamanı birbirlerinin kiliselerine ev yapımı roketlerle saldırıyor. Aylar öncesinden başlayan hazırlıklarla kiliselerin pencerelerini güçlendiren köylülerin hedefi en az zararla karşıdaki kilisenin çanını ilk vuran taraf olmakmış.


YORUM: Bizde caminin duvarına işesen adamı asarlar, bunlar roketle saldırıyorlar.


İki karı, iki koca, tek aile

Sonunda bu da oldu. Kaliforniya'da ilk defa iki aile birbirileriyle evlendi.


ABD'nin en zengin eyaleti Kaliforniya'da eşcinsel evliliklere onay verilince, bu tür evliliklerde patlama yaşandı. Hatta eşcinsel evliliklerle birlikte yeni yeni sektörler de ortaya çıktı. Örneğin, bu tür nikahlarda kullanılan özel pastalar yapan pastaneler, iki kadın ya da iki erkeğe uygun mobilyalar üreten mobilyacılar artık çok revaçta.


Ancak son evlilik, Kaliforniya'da bile olay oldu. Çünkü tarihte ilk kez iki aile yasal olarak evlendi. Tony ve Kaye çifti, Kevin ve Sandy çifti ile evlendi.


Dörtlü aşk herkesi şaşkına çevirdi. Birbirileriyle evli statüsü tanıyan belgeleri imazlayan Tony, Kaye, Kevin ve Sandy aynı eve taşındı. Aynı yatak odasını paylaşmaya başlayan iki çift, Tony ve Kaye'nin çocuğunu da paylaşıyor.


YORUM: Bunlarda bizimki gibi altın adetleri olsaydı ciddi bir ekonomi yaratabilirlerdi. Amerikalılar refah ve sıkıntıdan ne yapacaklarını şaşırmaya başladılar galiba.


Park cezasını 12 yıl sonra ödedi


Alman polisi, vicdan azabı çeken Amerikalı bir kadının, ödemediği park cezasını 12 yıl sonra göndermesi karşısında şaşkınlığa düştü. Cologne polis yetkilileri, adının Julie H. olduğunu belirttikleri kadının, Ağustos 1996'da kente yaptığı ziyaret sırasında ödemediği park cezası nedeniyle kendilerine el yazılı bir itiraf mektubu ve o dönem 60 Mark olan cezanın karşılığı olarak 100 dolar gönderdiğini söyledi.

"Sevgili Cologne Polisi" diye başlayan Almanca mektubun Utah'dan gönderildiği, Julie H.'nin, "bölgedeki park kurallarını anlamadığı için ceza aldığını ancak öfkelendiği için ödemediğini" itiraf ettiği belirtildi. Julie H. park cezasını şimdi ödemek istediğini yazdı. Mektuba 100 dolarlık bir çek de ekleyen kadının, mektubun sonunda "Şimdi daha iyi hissediyorum, teşekkür ederim" dediği kaydedildi. Polisin ise, Julie H.'ye bir teşekkür mektubu gönderdiği ve parayı iade ettiği belirtildi. Polis, kadının kiralık arabayı tam olarak nereye bıraktığının tespit edilmesinin imkansız olduğunu, üstelik, kadının araba kiralama şirketinin de adını unuttuğunu kaydetti. Memurlar, kadının her durumda oldukça geç kaldığını, çünkü zaten bu suçla ilgili yasal sürenin de 11 yıl önce dolduğunu söyledi.

YORUM: Bizde trafik cezası alırsanız ilk 15 gün içinde ödeme yapınca indirime gidiyorlar. Bunların indirimi daha ilginç.

İspanyol doktorlar ilk kez kol dokusundan erkek cinsel organı yaptı


İspanya’nın Barcelona kentinde Puigvert Vakfı ve Sant Pau hastanesinin doktorları, kolun dirsek ile bilek arasındaki kısmından aldıkları dokudan 26 yaşındaki bir gence cinsel işlevlerini yerine getirebilecek cinsel organ yaptı. İlk defa olduğu belirtilen operasyonu yapan İspanyol cerrahlar düzenledikleri basın toplantısında, göçmen olan hastanın 5 yıl önce Fildişi Sahilleri’nde iç savaş sırasında bıçakla kesilen cinsel organının yerine cinsel işlevlerini yerine getirebilen yeni bir organ takmayı başardıklarını açıkladı. Doktorlar ameliyatın 10 saat sürdüğünü, hastanın yaklaşık 6 ay sonra yapılacak diğer bir operasyonla çocuk sahibi olmasının da sağlanabileceğini belirtti.
YORUM: Hepimizin ortak korkusu "kızgın eş ya da sevgilinin intikam için kesmesi" artık yok.


Marka Bağımlılığı Coştu

Nüfusunun yarısından fazlası sefalet sınırındaki yoksullukla uğraşan Hindistan'da orta sınıfın marka bağımlılığının korkunç boyutlara ulaştığı belirtiliyor. Özellikle Louis Vuitton ve Prada gibi lüks markaları satın almak için her şeyi göze alan marka bağımlıları görenleri şaşırtıyor. Bahsi geçen süper-tüketiciler böyle gösterişli bir markadan bir ürün satın alabilmek için tüm maaşlarını yatırıp ay sonuna kadar da sadece buharda pirinç yiyebileceklerini ifade ediyorlar. Vogue India dergisine göre ben merkezcil kültürün yaygınlaşması bu alışveriş çılgınlığının baş sorumlusu. Mont Blanc ve Tag Hauer marka kalemlerin billboardları altında çıplak ayaklı çocukların arabalara dilencilik yaptığı ya da sokakta yaşayan köpeklerin en zor şartlarda bırakıldığı ülkede Gucci marka köpek mama taslarının reklamları raketleri süslüyor.


YORUM: Bunlar güya bir de akıllı ülke olacaklar. Gelsinler burda çakma Louis Vuitton'ların Dolce Gabbana'ların nasıl ülkeyi kapladığını görsünler. Demek ki bunlarda çakma işporta kültürü gelişmemiş. Akıllı Türk girişimcilerini Hindistan'a çakma çanta, kemer, köpek mama tası ihraç etmeye davet ediyorum.


Kadını yanlışlıkla erkek yaptılar!



Yanlış ameliyatla erkeğe dönüştürüldü... 48 yaşında kadın olduğunu anladı...Almanya'da ergenlik çağındayken geçirdiği ameliyat hatası sonucu erkek olarak yetişen bir kadın, kendisini erkeğe çeviren cerraha karşı açtığı davayı kazandı.48 yaşındaki davacı, Köln'deki mahkemeye 1976'da bir apandisit ameliyatı sırasında yanlışlıkla rahmini ve yumurtalığını çıkaran cerrrahın hatası yüzünden 'adrenogenital sendrom'a (aşırı erkeklik hormonları salgılanması) yakalandığını ve bir erkeğin fizyonomisine sahip olduğunu söyledi.Kadın 'fazla büyüyen klitorisinin' penis sanıldığını, ayrıca yüzünden sakallar çıktığını söyleyerek bu nedenle bir erkek olarak görüldüğünü ifade etti. Davacının 'tam bir erkek olması için' birçok ameliyat yapıldı ve hormon tedavisi uygulandı. Doktorlar yaptıkları incelemede kadının vücudunda erkek cinsel organı bulunmadığını ve kromozomlarının da 'kadının bir dişi' olduğunu ortaya çıkardığını saptadı.Mahkeme kararında cerrahın hastasına yanlış ve eksik bilgi verdiğine hükmetti. 48 yaşına kadar taşıdığı erkek isminin değiştiren Alman kadının 100 bin euro'luk tazminat isteği ise değerlendiriliyor.


Son istirahatini Ay'da yapmak isteyen var mı?


Mezarımı Ay yüzeyine oysunlar" diyorsanız buna servetinizin yeteceğini sanmıyoruz. Çünkü "son istirahatlarını Ay'da yapmak" isteyenlerden bir gram kül için istenen parayı görünce bunu çok daha net göreceksiniz...


"Uzayda cenaze töreni" konusunda uzman bir Amerikan şirketi, "son istirahatlarını Ay'da yapmak" isteyenlere yönelik olarak bir yıla kadar yeni bir hizmet başlatacağını açıkladı. Merkezi San Francisco'da bulunan Celestis firması, yayımladığı açıklamada, Odyssey Moon Limited ve Astrobotic Technology şirketleriyle, özel füzelerle Ay'a cenaze külü gönderilmesi hususunda anlaşmaya vardığını bildirdi. Verecekleri hizmetin, "insanlığın yıldızlara ulaşma rüyasını paylaşan herkesin ulaşabileceği özel bir onur" olacağını belirten şirket, Ay'a bir gram kül göndermenin bedelinin 10 bin dolar civarında olacağını kaydetti. Bu alanda rakipleri bulunan Celestis firması daha önce 6 ayrı füzeyle Dünya yörüngesine cenaze külü göndermişti. Külleri bu yolla boşluğa gönderilenler arasında, "Uzay Yolu" televizyon dizisinin yaratıcısı Gene Roddenberry, aynı dizinin "Scotty" isimli karakterini canlandıran oyuncusu James Doohan, Pluton gezegenini keşfeden astronom Clyde Tombaugh veya astronot Gordon Cooper gibi ünlü isimler bulunuyor. Celestis firması, Haziranda fırlatacağı füzeyle yine Dünya'nın yörüngesine cenaze külleri gönderecek.

Bir aylık evli olan çiftin kavgaları balayında başladı. Sürekli tartışan Wang ve Luo, sakin bir gece geçirmek için şarap içmeye karar verdi.Çiçeği burnunda çift şaraplarını içtikten sonra uyumak için yatak odasına gitti. Ancak Luo uyumaya hazırlanırken kocasının kokan ayaklarını yıkamadığını gördü. Buna çok sinirlenen genç kadın, kocası uyuduktan sonra çarşafı ateşe verdi. Alevler odayı sarınca Luo oturma odasına kaçtı. Wang ise odadan çıkamayarak yanarak can verdi.


'Banker Bilo' filmi başkentte gerçek oldu


Pakistan ve Afgan uyruklu 62 kişi, 'İstanbul'a geldik' denilerek, Ankara'da boş bir araziye bırakıldı.


Şener Şen ile İlyas Salman'ın başrolünü oynadığı 'Banker Bilo' isimli Türk filminin bir benzeri, Ankara'nın Ayaş ilçesinde yaşandı. Pakistan ve Afgan uyruklu, Yunanistan ve İstanbul'a gitmek isteyen 62 kaçak, kendilerini götüren TIR sahibi tarafından 'İstanbul'a geldik' denilerek Ayaş'ta araçtan indirildi. Boş bir arazide öylece kalan 62 kaçak göçmen, devriye görevi yapan jandarma ekibi tarafından gözaltına alındı. Banker Bilo filminde Maho Ağa (Şener Şen), Almanya'ya götürme vaadinde bulunduğu Banker Bilo (İlyas Salman) ve arkadaşlarını, "Almanya'ya geldik." diyerek İstanbul'a bırakmıştı. Afgan ve Pakistan uyruklu 62 kişi, İran üzerinden Türkiye'ye; İstanbul ve Yunanistan'a götürülme vaadiyle bir Türk tarafından ülkelerinden getirildi. 20'si öğrenci 62 kişiden oluşan grup, üzeri kapalı bir TIR tarafından Ankara'ya kadar getirildiğinde, "İstanbul'a geldik" denilerek gece araçtan indirildi. Gece karanlığının etkisiyle İstanbul'a geldiklerini sanan şahıslar, Ayaş'ta boş bir arazide öylece kalakaldı.
Bu sırada devriye görevine çıkan Ayaş Jandarması, boş arazide bir grubun beklediğini gördü. Grubun yanına giden jandarma ekipleri, şahısların kaçak olduğunu anlayarak karakoldan yardım istedi ve kendilerini gözaltına aldı. Kaçakların yapılan ilk sorgulamalarında aralarında bulunan öğrencilerin 3 bin dolar ödeyerek İstanbul'da okumak istedikleri, yaşları büyük olanların ise Yunanistan'da iş vaadine karşılık 9 bin dolar ödedikleri ortaya çıktı.
Kendilerini İran üzerinden TIR'la Türkiye'ye getiren Türk uyruklu şahsın, bu kişilerden yaklaşık 400 bin dolara yakın para aldığı öne sürüldü. Karakola sığmayacakları için Ayaş Kapalı Spor Salonu'nda geceyi geçiren kaçaklar, daha sonra Ayaş Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildiler. Sağlık kontrolü sırasında kaçakların oldukça endişeli olduğu görüldü. Ayaş'ta işlemleri tamamlanan kaçaklar, sınır dışı edilmek üzere Yabancılar Bürosu'na teslim edildi.

Varşova Büyükelçisi Ecvet Tezcan’ın Ankara’daki Bilkent sitesinde bulunan evinde, Büyükelçi’nin oğlunun verdiği partideki ‘oyun’, ölümle sonuçlandı.


Büyükelçi’nin oğlu ve arkadaşlarının ‘Rus Ruleti’ oynadığı, Can Orga Turakan’ın bu oyunda ‘kaybettiği’ bildirildi. Silahın Büyükelçi’ye ait ve ruhsatlı Smith Wesson marka olduğu belirtildi. Olay yerine gelen güvenlik görevlilerinin, gençlerin ifadesini aldığı, ellerinde barut izi bulunmadığını tesbit ettiği ve serbest bıraktığı öğrenildi. Olayda can veren Can Orga Turakan’ın cesedinin ise otopsi için Keçiören Adli Tıp Kurumuna kaldırıldığı bildirildi.


BÜYÜKELÇİ: ELİM KIRILSAYDI
Büyükelçi Tezcan ve eşinin, olayı duyunca Ankara’ya hareket ettiği öğrenildi. Hürriyet gazetesinin sorularını yanıtlayan Tezcan, oğlu Sait Tarık Tezcan’ın verdiği ev davetinin Cem Orga Turakan isimli gencin ölümüyle sonuçlanmasından çok büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Evde “Rus ruleti partisi yapıldı” iddialarının kesinlikle doğru olmadığını, oğlunun ve davete katılan diğer gençlerin savcılıkta sorgulandıktan sonra serbest bırakıldığını söyleyen Büyükelçi Tezcan, Hürriyet’e şunları anlattı: “Yurtdışı görevine atandıktan sonra, evimizi kapadık. Keşke ellerim kırılsaydı da evin anahtarını vermemiş olsaydım”


ANNENİN FERYADI
Oğlu Cem Orga’nın ölümüyle yıkılan anne Füsun Turakan, kazanın nasıl meydana geldiğini bilmediğini söyledi. Anne Turakan, “Evde kızlı erkekli kalacaklardı. Sonra birden ortaya silah çıkarılmış. Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama oğlum kafasından vurularak ölmüş. Sanıyorum silahı Tarık, arkadaşlarına göstermek için getirmiş” dedi.



Canlı yayında yanlış söylenen sözlerden tutun da tatbikatta kaybolan 170 askere kadar. İşte 2007'ye damgasını vuran ilginç ve şaşırtıcı olaylardan bazıları...




- Amerikan haber kanalı CNN'in, 2008'deki başkanlık seçimlerinin Demokrat Parti'li adaylarından Barrack Obama'yla ilgili bir haberin başlığını, El Kaide lideri Usame bin Ladin'in medyada sıkça telafüz edildiği şekli 'Where's Osama?' (Usame Nerede?)'ne benzeterek 'Where's Obama?' (Obama Nerede?)' şeklinde vermesi ve ardından adaydan özür dilemesi.
- Avustralya'da bir bankanın, bankaların güvenlik sisteminin ne kadar güvenilir olduğunu test etmek isteyen bir kişinin kedisi için yaptığı kredi kartı başvurusunu kabul ederek, kediye kredi kartı göndermesi.
- Almanya'da 100 yaşındaki yaşlı bir kadının emekliliğini geçirdiği evinden ayrılarak 6 hafta boyunca kayıplara karışması, geri döndüğünde ise diğer komşularının da çok yaşlı ve sıkıcı olduklarını söylemesi ve tekrar kedisiyle ilgilenmeye devam etmesi.
- Tatbikat yapan İsviçre ordusuna bağlı 170 askerin kaybolması ve küçük komşu ülke Liechtenstein'ı 'yanlışlıkla' işgal etmeleri.
- İngiliz dağcı Rod Raber'in dünyanın en yüksek dağı Everest'te cep telefonu görüşmesi yaparak rekor kırması. Raber'ın ilk sözlerinin "Burası çok soğuk, evime dönmek istiyorum" olması.
- Çin'deki balıkçılık yetkililerinin doğal hayatı yeniden canlandırmak için bir nehire 13 kamyon canlı sazan balığı dökmesi, nehrin birkaç kilometre ilerisindeki şehirde yaşayan halkın durumun farkına vararak balıkların büyük çoğunluğunu yakalaması
- Güney Kore'de bir kasabanın 140 milyon dolar harcayarak havaalanı inşa etmesi, ancak hiçbir havayolu şirketinin kasabaya uçmayı kabul etmeyişi
- Çin'in başkenti Pekin'de, yaklaşan Olimpiyat oyunları için bütün şehir sinyalizasyonlarının İngilizce olarak değiştirilmesi, ancak tercüme hatalarının yapılması sonucu, 'Engelli kişiler için' yerine 'Biçimsiz kişiler için' gibi komik tabelaların ortaya çıkması.
- ABD'de evli bir kişinin bir bayana çiçek yollamasının ardından, çiçekçi firmanın 'bizden alışveriş yaptığınız için teşekkür ederiz' notunu adamın evine yollaması, notu alan kadının kocasına boşanma davası açması.
- İnsanın su hayvanlarından evrimleştiği ve karaya çıktığı tezine inanan Tanzanyalı bir büyücünün, köylülere "Ben sudaki atalarımızın ruhlarını geri getirmeye gidiyorum" diyerek nehire girmesi ve boğulması
- Matematik dahisi 9 yaşındaki bir öğrencinin Hong Kong'da üniversite eğitimine başlaması, dersleri çok sıkıcı ve basit bulması.
- Bir şakacı şirketin, internetin açıkartırma sitelerinden eBay'de Belçika'yı satışa çıkarması. Bir euro'dan başlayan açıkartırmada verilen rakamın 10 milyon euro'ya kadar yükselmesi
- Göllerde yakaladıkları balıkları suya tekrar salan Alman balıkçıların, bunu yapmak yerine balıkları yemeyi tercih eden Polonyalı göçmen balıkçılara karşı silahlı ayaklanması.
- New York'ta lüks bir restorandaki aşçının, Musevilerin domuz eti yemediklerini bilmemesi ve domuz ürünleri üzerine 'Hanukkah için lezzetli' yazması.
- Çin'de kanatlı bir kedinin ve boynuzlu bir insanın ortaya çıkması
- Hindistan'da 4 kol ve 4 bacakla doğan 'ahtapot' kızın başarılı bir ameliyatla sağlığına kavuşturulması





Danimarka'da vatandaşlık hakkı almak isteyen yabancıların 2 yıldır tabi tutulduğu Danca dil ve kültür sınavının zorluğu yüzünden 50 bin göçmenin Danimarkalı olmaktan vazgeçtiği bildirildi. "Grönland'dan kaç vekil Danimarka Meclisi'ne seçiliyor?", "Danimarka'ya hangi tarihlerde başta Türkler olmak üzere göçmen akını başladı?", "Polis zanlıyı ne kadar süre gözaltında tutabilir?" gibi sıradan Danimarkalıların bile doğru cevap vermekte zorlanabileceği soruların sorulduğu vatandaşlık sınavı eleştirilere neden oluyor. 40 soru soruluyor Başbakan Anders Fogh Rasmussen'in liderliğindeki Liberal-Muhafazakâr koalisyon hükümeti ile hükümeti dışarıdan destekleyen aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi'nin ortak projesi olan sınav 2005'ten bu yana uygulanıyor. Danimarka'da son bir yılda yapılan iki sınav sonucunda 4 bin kişinin vatandaş olma hakkı kazandığı öğrenildi. Etnik Eşitlik Kurulu Başkanı Muhsin Türkyılmaz da Danimarka vatandaşlığına geçmenin, yabancılar için yaşadıkları toplumda kabul görme açısından zihinsel olarak büyük önem taşıdığını belirtti. Hükümete bu kısıtlamayı getirten Danimarka Halk Partisi'nin vatandaşlıktan sorumlu sözcüsü Sören Krarup ise yasayı hafifletmenin aksine vatandaşlığa geçmek isteyenlere yönelik olarak daha fazla kısıtlama getirmeyi düşündüklerini söyledi. Bu soruları bilen vatandaş oluyor -Kraliyet, bayrak, bütünlük: Danimarka monarşisinin adı nedir?; Danimarka bayrağının adı nedir?; İzlanda, Danimarka'dan hangi tarihte bağımsızlığını aldı?; Faroe ve Grönland'dan kaç vekil Danimarka Parlamentosu'na seçiliyor? -Kültür ve ananeler: Anayasa Günü hangi tarihte kutlanıyor?; H.C. Andersen hangi şehirde doğdu?; Dancanın gelişmesinde hangi ülkenin dili etkili olmuştur?; Danimarka tarihini 11. yüzyılda yazan kimdir?; Danimarka futbolda hangi tarihte Avrupa Şampiyonu oldu?; Danimarka Bayanlar Hentbol Takımı hangi tarihte Dünya Şampiyonu oldu? -Coğrafya ve toplum: Danimarka'ya hangi tarihlerde başta Türkler olmak üzere göçmen akını başladı?; Grönland'ın en büyük şehri hangisidir? Danimarka nüfusu ne kadardır?; Seatland Adası ile Jutland Yarımadası'nı bağlayan köprünün adı nedir? -Hukuk ve adalet: Danimarka'da cezai ehliyet yaşı nedir?; Ölüm cezası uygulanır mı?; Polis zanlıyı ne kadar süre gözaltında tutabilir? Danimarka ve dünya: AB'yi 1950'lerde hangi ülkeler kurdu?; Danimarka hangi ülkelerle birlikte NATO üyesidir? -Din ve kilise: Danimarka Halk Kiliseleri hangi din üzerine kuruludur?; Kilise vergisini kim öder?; Danimarka'da ikinci büyük din hangisidir?; Her grup inanç topluluğu kurabilir mi?


Kek tarifini mezar taşına yazdırdı


Ölene dek kimseye söylemeyeceğine dair yemin ettiği tarçınlı kekin tarifi, İsrailli aşçının mezar taşına yazıldı. Kibbutz Naan Kasabası'nda yaşayan Jaakov Topor, çok beğenilen kekin tarifini bir sır gibi saklıyordu. 93 yaşında ölen aşçının vasiyeti üzerine tarif, kasadan alınarak Topor'un mezar taşına madeni bir levhaya yazılı olarak yapıştırıldı. Topor'un torunu 'Herkes dedemin kekine hayrandı. Ama nefes aldığı sürece tarifi kimseye vermemeye and içmişti' dedi. Aşçının 75 yıldır kimseye açıklamadığı kek tarifi şöyle: 1 kilo un, 50 gram maya, bir çimdik tuz, 3 yumurta, 7 kaşık şeker, 200 gram margarin, 1.5 su bardağı süt ve tat vermek için göz kararı tarçın.


Sütçünün eşeği ‘kırmızı’ yandığı zaman duruyor!


ÇANAKKALE’de 82 yaşındaki Halil Çelik’in süt güğümlerini yüklediği eşeği kavşaklarda kırmızı lambada durup, yeşilde geçiyor

Çelik, “15 yıldır belli müşterilerim var ve bunlara her gün süt götürüyorum. Emektar eşeğim, geçen 15 yıl içinde gidip-geldiğimiz güzergahı ezberledi. Trafik ışıklarına gelince yavaşlıyor. Bizim gittiğimiz yöndeki araçların kırmızı ışıkta beklediğini görünce o da duruyor. Yanımızdaki arabalar hareket edince o da yürümeye başlıyor” dedi. Çelik, yeni bir eşek aldığını, ancak huysuz çıktığını anlatırken, “Onunla şehir içi trafiğine çıkmaya korktum. İyileşen emektar eşeğime dönüş yapmak zorunda kaldım. Onunla trafikte olmak çok güvenli” diye konuştu.


İnanılır Gibi Değil


ABD'nin Philadelphia şehrinde iki denizaslanının yaptığı tablo, ziyaretçiler tarafından büyük beğeni topluyor.


Shedd Akvaryumu'nda suyun içindeki tuvalin karşısına geçen deniz aslanları ağızlarına aldıkları fırça ile tuvallere, usta ressamları aratmayan fırça darbeleri indiriyor. Aslanların yaptığı tablolar, 75 - 100 dolardan satılıyor.


Erkek döven KADINLAR


Bir örgüt kurdular, erkeklerin kabusu oldular. Korkmayın! Türk değiller...


Hindistan’da her yıl yaklaşık 10 bin kadın namus cinayetine kurban gidiyor, onbinlerce kadın da şiddet görüyor ve tecavüze uğruyor. ‘Pembe Örgüt’ adı altında toplanan kadınlar, haklarını aramanın çaresini, polis de olsa tüm erkekleri sopalamakta buldu.Hindistan’da kadınlar, ülkenin en önemli sorunu cinsiyet ayrımcılığı, kadına şiddet, tecavüz ve namus cinayetleriyle mücadele için “Pembe Örgüt” anlamına gelen “Gulabi Gang” adı altında toplanmış. Pembe, Hindistan kültüründe yeri olduğu seçilmiş. Pembe sariler giyen kadınlar, mücadele için de ilginç bir araç seçmiş: Sopa! Pembe Kadınlar, Hindistan’da haklarını sopayla arıyor. Gulabi Gang’in lideri Sampat Pal “Bizi hor görenlere ve acımasız erkeklere karşı sözler yeterli kalmıyor. Bu nedenle Hindistan sopalarıyla, kadınlara kendilerini nasıl koruyacaklarını öğretiyoruz ve bize saldırmaya kalkanları dövüyoruz” dedi.


SOPALI KADINLAR!


Sampat Pal mücadelelerini şöyle anlatıyor: 'Ailem, okula gitmeme izin vermedi. Ben de kendi kendime okuma ve yazma öğrendim. 12 yaşındayken ailemin zoruyla evlendim. Hindistan’da bu çok normal, çok küçük yaşta aileler çocukları evlendiriyor. Küçücük kızlar namus cinayetine ve şiddete maruz kalıyor. Ben de ailemle çok sorun yaşadım, bu işi yapmamı kabullenmediler. Fakat şimdi neden kadınları korumak istediğimi daha iyi anlıyorlar. 25 yaşından beri kendim ve kadınlar için mücadele veriyorum.
'PEMBELERİ GİYİYOR, SAVAŞIYORUZ'
Hindistan’da kadınların durumu çok zor. Hükümet ve NGO’lar kılını kıpırdatmıyor. Bir şeyler yapmak istedim ve sonunda bu örgütü kurdum. İki yıl içinde 2 bin üyeye ulaştık. Sayımız her gün artıyor. Kadınların haklarını korumak için hükümete karşı savaşıyoruz. Hepimiz pembe sariler giyiyoruz ve sopalarımız elimizde protestolar gerçekleştiriyoruz.
'SOPA SÖZDEN ETKİLİ
Polis, kadına şiddet uygulamış bir adamı tutuklamayıp serbest bırakınca, biz de emniyet müdürlüğüne baskın yaptık ve polisi dövdük. Sopa etkili oldu, çünkü sözlerle anlatmak yeterli olmuyor. Ama amacımız sadece gidip erkekleri dövmek değil, hakkımızı aramak. Kadınlar bize sorunlarını anlatıyor ve tüm üyeler oturup tartışıyoruz, çözüm yolu arıyoruz.


POLİSİ DÖVDÜK VE ARTIK BİZDEN KORKUYORLAR
Hükümet adaletsizlik ve yolsuzluk yapıyorsa, o zaman sopalarımızla dövüyoruz. Ayrıca protesto gerçekleştirirken artık polisler yanımıza yaklaşamıyor. Önceden polisler de bizi dövmeye kalktı. En büyük adaletsizliği polisler yapıyor. Suçlu bir adamı serbest bırakıyor; kadına şiddet uygulamış veya tecavüz etmiş olsa da fark etmiyor. Neden; çünkü polisler de erkek. Polislere karşı bu yüzden savaş başlaştık ve onları dövdük. Şimdi durum daha iyi. Bizimle anlaştılar ve kanunlara aykırı davranmayacaklarına dair söz verdiler.
DEMOKRASİ İÇİN SAVAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Biz demokrasi istiyoruz ve bu yüzden savaşmak zorundayız. Başka çare yok. Çünkü kadınlar yıllardır bu işkenceyi çekiyor. Eşitsizlik, adaletsizlik, yoksulluk, şiddet, tecavüz, töre cinayeti... Kadınlar bunları hak etmiyor. Ancak anayasada değişiklikler sağlarsak, bu sorunlar çözülebilir. Savaşımıza devam edeceğiz.


Kuş pisliğine bastı, 6 milyon dolar kazandı


ABD’nin New York kentinde, güvercin pisliğine basıp düşerek yaralanan kapıcı, 6 milyon dolar tazminat kazandı.


New York Post gazetesinin haberine göre, 1998 yılında metroya girerken güvercin pisliğine basıp yuvarlanan ve merdivenlerden düşerek boynunu ve burnunu kıran 56 yaşındaki kapıcı Shelton Stewart, tazminat davasında haklı bulundu.
Kapıcıya önce 7,67 milyon dolar tazminat ödenmesine karar veren mahkeme, önündeki pislikten sakınmadığı için yüzde 20 oranında kusurlu bulduğu kapıcıya 6 milyon dolar ödenmesine hükmetti.Tazminat kazanan kapıcı, bu parayla ev alacağını ve kızlarıyla torununu Florida’ya eğlence parkına götüreceğini söyledi.


Hakem önce kart sonra silah çekti!


Malezya'da bir futbol hakemi, kırmızı kartla oyundan attığı futbolcunun takım arkadaşlarının sert itirazlarından kurtulmak için tabancasını çekerek havaya ateş açtı.
Aynı zamanda polis memuru olan hakem bir oyuncuyu kırmazı kartla oyundan attıktan sonra takım arkadaşlarının sert itirazları ile karşılaştı. Hakem bunun üzerine, park halindeki polis aracına gidip tabancasını aldı ve kendisini taciz eden oyuncuları dağıtmak için havaya ateş açtı.
New Straits Times gazetesinin haberine göre polis hakem, ''ateşli silahı gereksiz kullanmak'' şüphesiyle gözaltına alındı.


Ülkenin güneyindeki Johor eyaletinin polis şefi Hüseyin İsmail, ''polis memurunun silahı çekip ateş açmasını gerektirecek bir durum olup olmadığını, ayrıca maça giderken niçin silahını yanına aldığını araştırıyoruz" dedi. Haberde 23 ila 40 yaşlarındaki 5 futbolcunun da sorgu için gözaltına alındıkları ve kargaşa çıkarmakla suçlanabilecekleri belirtildi.


12 dakikada 49 sosis yedi


4 temmuz bağımsızlık günü Amerika Birleşik Devletleri'nde renkli gösterilerle kutlandı.Ama şüphesiz gösterilerin en ilgi çekici olanı, "Sosisli sandviç" yeme yarışması oldu.


Yarışma öncesinde sosisler hazırlandı ve yarışmacılar birbirlerine başarılar dileyerek masadaki yerlerini aldı.Başlama düdüğünün çalması ile ortaya ilginç manzaralar çıktı.
Zayıf, şişman çok sayıda kişinin katıldığı yarışmada, herkes bir tane daha fazla sosisli sandviç yiyebilmek ve birinciliği kazanabilmek için çabaladı.


Yarışmacılar çoğu zaman sosisli sandviçleri çiğnenmeden yedi.
İzleyenlerin favorisi, şişman yarışmacılardı.


Ancak , 27 yaşındaki Japon yarışmacı Takeru Kobayaşi rakiplerini oldukça zorladı.
Ve Kobayaşi, yarışma sonunda 12 dakikada 49 sosisli sandviç yiyerek birinci oldu.
Bu, 65 kilo olan Japon yarışmacının ilk başarısı değil...


Geçen sene 4 Temmuz kutlamalarında da birinci olan Kobayaşi o gün 53 sosisli sandviç yiyerek rekor kırmıştı.


Uçaktan paraşütsüz atladı


Dünyanın en çılgın sporcularından Travis Pastrana, gökyüzünde adeta ölümle dans etti. Sporcu, 4 kilometre yükseklikten paraşütsüz atladı. Pastrana, yine kimseyi şaşırtmadı ve uçaktan üzerinde sadece şort ve çorapla atladı. Pastrana, 3810 metre yükseklikteki uçaktan paraşütsüz atladı. Karın üstü ve kollarını yana açarak düşüşünü yavaşlatmaya çalışan Pastrana'yı havada, aynı uçaktan atlayan üç paraşütçü yakalayarak yere güvenli indirdi. Travis Pastrana, ölümle dans ettiği denemelerine bir yenisini ekledi.


'ARKASINDAN YAKALADIM'


Kendisine havada eşlik edecek paraşütçü bulmakta zorlandığını itiraf eden Pastrana, "Bu ağır sorumluluğu sadece Porto Riko'da ekstrem atlayışlar yapan paraşütçüler kabul etti" dedi. Onu kurtaran paraşütçülerden Scott Palmer deneyimi "Arkasından atlayıp, hızla ona doğru yöneldim. Arkasından tutarak yumuşak bir iniş yapmasına yardımcı olduk" diye anlattı.


120 kiloluk pitonu evde besliyorlar


Kamboçya'nın Kandal eyaletindeki Sit Tbow köyünde yaşayan bir ailenin evinde alışılmadık bir misafir var. Tam 120 kilo ağırlığında ve 6 metre uzunluğunda bir piton yılanı. 6 yıl önce ailenin evine giren piton yılanı artık hane halkından biri haline gelmiş. İlk geldiğinde yarım metreden daha kısa olan pitonun en yakın dostuysa ailenin 6 yaşındaki oğlu Sambat Oeun. 3 aylıkken pitonla tanışan ve haşır neşir olan Sambat, şimdi 120 kiloluk yılanı ailesinden biri olarak görüyor.
KÖYLÜLERİN DE SEVGİLİSİ HALİNE GELMİŞ
Köylüler, 6 yaşındaki Sambat ve piton arasındaki dostluğu görmek için ailenin evine akın ediyor. Köylüler, pitonun kutsal olduğuna ve hastaların iyileşmesine yardımcı olacağına da inanmaya başlamış. Yılana Şans adını veren aile, bazı hastaların piton sayesinde iyileştiğini söylüyor.


DONARAK ÖLEN DİLENCİNİN BANKA HESABINDA SERVET ÇIKTI


Sivas'ta donan dilenci Kazım Ceylan'ın banka hesabından 60 bin YTL çıktı, evinde 10 bin YTL bulundu.


Sivas'ın Hafik ilçesine bağlı Yeniköy'de oturan ve dilencilik yaptığı belirtilen Kazım Ceylan (63), köy dışında donarak yaşamını yitirdi. Ceylan'ın cesedi, köy yakınlarındaki arazide bulundu. Ceylan'ın banka hesabında 60 bin YTL olduğu belirlenirken, evinde de sigara jelatinine sarılı 10 bin YTL civarında para bulundu.


Yine Hafik'e sağlı Adamlı köyünde oturan ve akli dengesinin yerinde olmadığı belirtilen Aygül Polat da (34), soğuktan donarak yaşamını yitirdi. Polat'ın cesedi sabah köyde birlikte yaşadığı annesi tarafından ahır kapısının önünde bulundu. Polat'ın gece annesinden habersiz dışarı çıktığı ve içeri giremeyince donarak öldüğü kaydedildi.


Kayseri Develi'de de, 40 kilometre mesafedeki kent merkezine yürüyerek gitmek isteyen Mustafa Yılmaz yolunu kaybetti ve donarak öldü. Yılmaz'ın cesedi, donmak üzereyken kurtarılan arkadaşının ihbarıyla bulundu.


Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde de, 19 Aralık'ta kaybolan engelli Erkan Yamaner'in (13) cesedi bulundu. Taşkazan mevkiinde dere kenarında cesedi bulunan Yamaner'in evden ayrıldıktan sonra donarak öldüğü tespit edildi.


Donarken kurtarıldı
Sivas'tan Kayseri'ye gelen Süleyman Karakoç da yanlışlıkla otobüsten indiği İncesu'dan kent merkezine yürümek isteyince donma tehlikesi geçirdi. Yaklaşık 30 kilometrelik yolu yürümeye çalışan Karakoç ayakkabıları parçalanmış ve ayakları morarmış halde bulunarak hastaneye kaldırıldı.


İzmir Bornova'da, grip olan kızını ve eşini daha sıcak olduğu gerekçesiyle kayınpederinin evinde bırakıp evine dönen Rıfat Gül (32), önceki gece kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek yaşamını yitirdi. Gül'ün, kızının doğum günü nedeniyle dün akşam için eğlence düzenlemeyi planladığı öğrenildi. Kayseri ve Eskişehir'de yine sobadan sızan gazdan zehirlenen 7 kişi hastanelere kaldırıldı.


Doğu dondu
Doğu Anadolu'da da hava sıcaklığı önceki gece sıfırın altında olmak üzere Erzurum'da 22, Ağrı'da 19, Adahan'da 18, Iğdır'da 9, Kars'ta 8 derece olarak ölçüldü. Çok sayıda ev ve işyerindeki su saatleri donarken, yoğun sis de zaman zaman ulaşımı aksattı.


Sis etkili oldu
Sivas'taki Hafik ve Tödürge gölleri de, soğuk hava nedeniyle buz tutarken, Bolu'da buz tutan süs havuzu içindeki bir güvercin donarak telef oldu. Edirne, Çorlu, Düzce ve Afyonkarahisar'da da etkili olan sis nedeniyle görüş mesafesi zaman zaman 15 metreye kadar düştü, Çanakkale Boğazı çift yönlü olarak transit gemi geçişlerine kapatıldı.

Tıptan bilişime, ulaşımdan tekstile kadar pek çok alanda ilklere imza attılar, isimlerini dünyaya duyurdular. Kiminin adı tanımladığı hastalığa verildi, kimininki dünyada yeni keşfedilen bir böceğe... Bir milletvekilinin "Resepsiyonist ol" dediği bilim adamı ise Amerika'da nam salarak iki kez R&D (Ar-Ge) Ödülü aldı... İşte o çılgın Türklerden birkaçı ve dünyamıza kazandırdıkları...
Adı bizden...Türklerin dünyaya armağanı olan yoğurdun ilk defa nasıl yapıldığına dair kesin bir bilgi yok. Ancak bu kelimeye Kaşgarlı Mahmut'un eseri Divânı Lügati't Türk'te rastlıyoruz. Günümüzde tüm dünyanın 'yoghurf olarak tükettiği yoğurdun Avrupa'ya yayılış hikayesine de Fransız tıp tarihinde rastlanıyor: 16'ncı yüzyılda Fransa krallarından I. Fransuva ateşli ishal hastalığına yakalanır. Hiçbir doktorun tedavi edemediği kralı Osmanlı İmparatorluğu'ndan gelen bir doktor yoğurtla tedavi eder. Böylece yoğurt daha geniş bir coğrafyada tanınıyor.
Dünya döndükçe o da dönecek...Namı tüm dünyaya yayılan 'döner kebabı', 19'uncu yüzyılda kömür ızgarasını ayağa diken Bursalı İskender Usta tarafından geliştirildi. 1960'larda Batıya işçi olarak giden Türkleraracılığıyla Avrupalılarla tanışan döner, bugün Turkish Kebap' adıyla en sevilen tatlar arasında. 2000'li yılların başında Türk gıda firmaları tarafından dondurulmuş ürün olarak tüketicinin beğenisine sunulan dönerin tavuk ve hindi olmak üzere iki çeşidi daha var artık.Tıp literatürüne geçti: Hulusi BehçetTürk akademik dünyasında profesör unvanını alan ilk kişi olan Hulusi Behçet'in tanımladığı deri rahatsızlığı, 'Behçet Hastalığı' olarak dünya tıp literatürüne geçti. Ağız ve gözde iltihaplanma ve genital bölgede yaraları bulunan üç hasta üzerinde araştırma yapan Behçet, bu şikayetlerin yeni bir hastalığın işareti olduğunu fark eder. Bu konudaki görüşlerini 1937'de 'Dermatologische Wochenschrift'e yazar. Hastalık, 1947 yılında Zürih Tıp Fakültesi'nden Prof. Mischner'in Uluslararası Cenevre Tıp Kongresi'nde yaptığı bir öneriyle 'Morbus Behçet' olarak adlandırılır ve literatüre geçer.


Cahit Arf ve teoremi...Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli matematikçilerden olan, 1997'de kaybettiğimiz Ordinaryüs Profesör Cahit Arf, doktorasını yapmak için gittiği Almanya'da matematikçi Helmut Hasse ile birlikte önemli çalışmalar yaptı ve bu çalışmalar sonunda matematikte 'Hasse-Arf Kuramı'nı geliştirdi. Arf Değişmezi, Arf Halkaları ve Arf Kapanışları olarak adlandırılan terimleri bilim dünyasına kazandırdı...


DÜNYANIN İLK ARABA VUPURU SUHULET


Denizcilik tarihine 'dünyanın ilk araba vapuru' olarak geçen Suhulet, 1872 yılında Boğazın iki yakasını bir araya getirmek, İstanbulluların ağır yüklerini taşımak için yaratıldı. Adı Namık Kemal tarafından konulan ve 'kolaylık' anlamına gelen Suhulet, Şirket-i Hayriye Müdürü Hüseyin Haki Efendi, Umum Müfettişi İskender Bey ve Hasköy Tersanesinin baş mimarı Mehmet Bey tarafından tasarlandı: Londra'daki bir tersanede de hayat buldu.
Saatte 7 mil hız yapan Suhulet, emekliye ayrıldığı 1958 yılına kadar Sirkeci-Harem hattında yazlıkçıların eşyasından Merkez Bankası'nın altın sandıklarına kadar her türlü yükü taşıdı.
İlk plaj arabası: Böcek"Turizm beldelerinde kullanılmak üzere kapısız, kolay inilip binilen, açık, dağa, bayıra, plaja gidebilen bir araba istiyorum"... Rahmi Koç'un bu isteği, 7-8 ay içinde hayat bulacak ve dünyada bir ilk gerçekleşecekti. Dünyanın ilk plaj arabası, 1975 yılında otomotiv dünyasının ünlü yöneticilerinden olan Jan Nahum'un tasarımıyla hayat buldu. Daha sonra Tofaş'ın genel müdürlüğüne, Petrol Ofisi'nin CEO'luğuna kadar yükselecek olan Nahum, kaputuyla ön camı aynı açıdan giden dünyanın ilk otomobilini yarattı.
Ne yazık ki bu şirin plaj arabalarından sadece 203 adet üretildi, çünkü fazla rağbet görmedi. Nedenini ise Jan Nahum'un abisi Klod Nahum şöyle açıklıyor: "Biz belki gücümüzü kullanarak Türkiye'de olması gereken şeyleri zamanından önce yaptık."
Ünlü matematikçi Cahit Arf DYO'nun nano boyaları, Türklerin dünyaya armağanı döner ve yoğurt...


Resepsiyonist değil mucit oldu!ABD'de doktora yaptıktan sonra Ankara'ya gelen, ancak bir türlü iş bulamayan Ali Erdemir, tanıştığı bir milletvekilinden şöyle bir teklif alır: "İngilizcen var, Büyük Ankara Oteli'nin resepsiyonunda çalış." Erdemir, bu olaydan sonra ABD'ye döner. Bahsettiğimiz kişi, bugün aldığı ödül sayısını hatırlamayan bir bilimadamı. 90'ların başında borik asidin motor ve makinelerde sürtünme ve aşınmayı önleyen özelliğini bularak ilgi odağı haline gelen Erdemir, iki kez teknolojinin en büyük ödüllerinden olan R&D (Ar-Ge) Ödülü'nü aldı.
Birkaç yıl önce 'Karbon Film Kaplama' buluşuyla Discover Ödülü'ne de layık görüldü. Sürtünme katsayısını sıfıra indiren karbon atom kaplama buluşu, Amerikan Deniz Kuvvetleri tarafından gemilerde ve deni-zaltılarda kullanılmak üzere ele alındı.


Tişört, iç çamaşırı gibi ürünleri sıkıştırarak sevimli paketlerde tüketiciye sunduğu T-Box markası dünyada bir ilk... Sıkıştırılmış ürünlerin bulunduğunu, ancak bunun bir konsept olarak ilk kez Boyner tarafından sunulduğunu belirten T-Box Genel Müdürü Dilek Şensoy, dünyaca ünlü iç çamaşırı firması Victoria's Secret ile de dev bir işbirliği yaptıklarının haberini veriyor: "Victoria's Secret için özel olarak ürettiğimiz birbirinden farklı, rengarenk ambalajlardaki iç çamaşırlarımız tüm mağazalarında satışa sunuluyor. Ürünler ayrıca Victoria's Secret kataloglarında da yer alıyor." Mide tümörü ilk kez ağızdan çıkarıldıTıp literatüründeki bir başka ilkimiz de genel cerrahi uzmanı Prof. Dr. Selçuk Mercan'ın geçtiğimiz Ekim ayında yaptığı ameliyat... 33 yaşındaki bir kadın hastasının mide duvarındaki 6 santimlik tümörü ağızdan çıkarmayı başaran Prof. Dr. Mercan, böylece dünyada bir ilke imza attı.


Yapay zekayla dizi film4 bin 500'e yakın reklam filmi, 34 televizyon dizisi ve üç uzun metrajlı filmi olan Ali Murat Erkorkmaz, Eylül 2OO3'te dünyanın yapay zekayla yapılan ilk dizi filmi Robolab'i yaptı. Film, Show TV'de yayımlandı. Erkorkmaz, NASA'daki astronotların yer çekimi olmayan alanlarda rahatça yürüyebilmeleri için özel olarak manyetik bir ayakkabı da tasarladı.
Bu böcek 'Gozukarai'İsveç Linköping Üniversitesi'nde görevli biyolog Nidas Jansson, 2005'te 'km kanatlı böcek türlerini' araştırmak için Mersin'e geldi. Jansson, bu dönemde en büyük desteği Mersin Orman Bölge Müdürü Mustafa Gözükara'dan gördü. Dünyada ilk kez rastlanan bu avcı türü böceğe de onun soyadı verildi. Böcek, 'Hesperus gozukarai' ismiyle literatüre geçti.
Tasarımı tüm dünyada...Prof. Dr. Tuncay Uluğ, kulak ve kafa tabanı cerrahisi için tasarladığı mikro cerrahi aletleriyle adını tüm dünyaya duyurdu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Uluğ'un 1999'da tasarladığı, 2000 yılında da bir Türk firmasınca üretimini gerçekleştirdiği bu aletler, şimdi dünyaca ünlü Alman Storz firması tarafından 'Ulug Double Sided Ear Microsurgery Instruments' (Uluğ Çift Taraflı Kulak Mikro Cerrahi Aletleri) adıyla dünya piyasalarına sunuldu.


Bonus Trink StickerGaranti Bankası, Temmuz'da kullanıma sunduğu Bonus Trink Sticker ile alışverişte devrim yarattı. Dünyada bir ilk olan Bonus Trink Sticker ile 35 YTL'ye kadar olan alışverişler tek bir dokunuşla gerçekleştirilebiliyor. MasterCard PayPass okuyucusu olan noktalarda kullanılabilen ürün, işlemleri tek bir dokunuşla Sticker'la okuyucuya dokunarak sıra beklemeden yapmayı sağlıyor. Cep telefonunun arkasına yapıştırılması önerilen Bonus Trink Sticker'lar dünyada New York Metrosu'nun da dahil olduğu 140 bin PayPass noktasında kullanılabiliyor. Yerü patentte Yüzde 363 artışTürk Patent Enstitüsü (TPE) Başkan Vekili Doç. Dr. Yüksel Birinci, son beş yılda yerli patent başvurusu sayısında yüzde 363'lük artış yaşandığını belirtiyor. 2001'de Enstitü'ye yapılan yerli patent başvuru sayısı 968 iken, 2006'da 3 bin 514'e ulaşmış. Bu sayı, yabancı başvurularla birlikte toplam 7 bin 500. TPE, iki yıldır Türk mucitleri yurtdışında tanıtmak amacıyla IENA Buluş Fuarı'na katılıyor. Bu yıl 1-4 Kasım'da Almanya'nın Nürnberg kentinde düzenlenen fuara katılan üç mucidimiz, bir altın ve iki gümüş madalyayla ülkeye döndü.


800'den fazla buluşun yer aldığı fuarda Murat Nural, 'Devrilmeyen Merdiven Sistemi' buluşuyla Serbest Kategori'de altın madalya alırken, Ersin Doğan 'Yüksek Güçlü Lazer' çalışmasıyla aynı kategoride gümüş madalyaya layık görüldü. Gürcan Gürses, 'Seramik Filtre Üretim Yöntemi' çalışmasıyla Kolej ve Üniversite Kategorisi'nde gümüş madalya aldı.
İSTANBUL BAŞI ÇEKİYOR


En çok patent başvurusu yapan iller: 2006


İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Kocaeli
Adana
Tekirdağ
Kayseri
Antalya
Gaziantep


Kaynak; TPE
Şubeye gitmeden kredi
Bankacılık sektöründeki ilklerden biri de Akbank tarafından gerçekleştirildi. Ekim ayında CeBIT Bilişim Eurasia'da tanıtılan Kredi Makinesi ile şubeye gitmeden bireysel kredi alınabiliyor. Belge ve kişisel bilgi ibrazından fotoğraf çekimine kadar tüm süreçler Kredi Makinesi'nde tamamlanıyor.


Geleceğe ışık tutan buluş!
Dünyanın geleceğini aydınlatacak önemli bir buluş da Bilkent Üniversitesinden geldi. Üniversitenin Fizik ve Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir ile öğrencileri Sedat Nizamoğlu, Tuncel Özel ve Emre Sarı Edison'un icat ettiği ampule alternatif nanotekno-loji ürünü ışık kaynağı üretti. Çalışma, Nanotechnology isimli dergininin 14 Şubat 2007 tarihli sayısına kapak oldu. Nanokristal kullanarak beyaz ışık üretimini dünyada ilk kez ayarlanabilir renk özellikleriyle başardıklarını belirten Demir, buluşun yüzde 95 oranında enerji tasarrufu sağladığını ekliyor.
Güneş çarptı, keşif yaptı!Almanya'da yaşayan işadamı Ahmet Lokurlu, yaz tatilinde geldiği Türkiye'de güneş çarpmasına uğradı ve ardından önemli bir buluşa imza attı... "Güneşin gücünü neden soğutmada kullanmıyoruz?" sorusunu aklından geçiren Lokurlu, güneş enerjisiyle çalışan klima tasarladı.


Time Dergisi'nin kapak yaptığı 'çevrenin kahramanları' dosyasında bu buluşuyla yer alan ve dergi tarafından 7007 Çevre Dostu Ödülü'ne layık görülen Lokurlu, "Elektrik, gaz ve kömür gibi enerji kaynaklan çevreye büyük zarar veriyor. Güneş enerjisinden soğuk hava elde etmek hem daha ekonomik, hem de çevreye zarar vermiyor" diyor.


Mouse tarihe gömülüyor
Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Elektrik Elektronik Bölümü'nde görevli üç Türk 'göz dokunuşu' adlı bir program geliştirdi. Araştırma görevlisi Cihan Topal, Yrd. Doç. Dr. Atakan Doğan ve Doç. Dr. Ömer Nezih Gerek'in bu çalışması, engellilerin de bilgisayar kullanabilmesini sağlayacak. Projeye göre gözüne gözlük şeklinde bir aparat takan kullanıcı, bilgisayardaki işletim sisteminin imlecini istediği yere konumlandırıp, göz kırpma hareketleriyle istediği işlemi yapabiliyor. Aparatın üzerindeki yazılımlar sayesinde kullanıcı, mouse ile yaptığı işi bu aparatla yapabiliyor.


Ameliyat aletine 'bypass'
Türk doktor Hüseyin Okutan, bypass ameliyatlarında damar tutmayı kolaylaştıran bir alet geliştirdi. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli olan Okutan'ın buluşu, açık kalp ameliyatları için büyük kolaylık sağlıyor. Türk Patent Enstitüsü'nden 'faydalı model patenti' alan Okutan, bu aletle şimdiye dek 50yi aşkın ameliyat gerçekleştirdi.


Bu boyalar çok akıllı
Nanoteknolojiyi Türkiye'de ürüne dönüştüren ilk şirket olan DYO; tekstilden kimyaya kadar sanayinin tüm kollarında kullanılabilecek olan ve malzemelerin fonksiyonlarını artıran bu teknolojiyle ürettiği 'nano' boyaları iki yıl önce piyasaya sundu. Böylece Türk tüketicisi ışıkla kendini temizleyen, çizilmeyen, yangın geciktirici boyalarla tanıştı ilk kez.,, DYO'nun akıllı boyaları Avrupa Patent Ofisi tarafından 'buluş' olarak rapor edildi.


Tüm kartlar World'de...
Bankacılık sektöründe ilkler yaratan Yapı Kredi, 6.5 milyon kullanıcıya sahip olan World Card'ı Kasım'da tek bir kart altında yapılandırdı. Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer, "Cüzdanlardaki kart enflasyonuna son veriyoruz. Bu yeniliği milad ilan ediyoruz" diyor. Yeni sistem sayesinde tüm banka kartları ile kredi kartları World çatısı altında toplanıyor. Ayrıca banka kartları da World avantajlarından yararlanıp puan kazanabiliyor.

Mucitler yurdu Anadolu
Son yıllarda inovasyonu keşfeden Anadolulu firmalar önemli buluşlara imza atıyorlar. Dünya Gazetesi'nin geçtiğimiz Ekim ayında yaptığı araştırmasında yer verdiği buluşları ve halen yürütülen çalışmaları sayfalarımıza taşıdık:


Termal ayakkabı: Konyalı Otantik Ayakkabı'nın Selçuk Üniversitesi ile geliştirdiği uzaktan kumandalı termal ayakkabı, kışın ayaklan 35 dereceye kadar sıcak tutabiliyor. Ürün, seri üretime geçmek için destek bekliyor. Çantada taşınabilir
HES: Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş. çantada taşınabilecek büyüklükte ve bir evin elektriğini karşılayabilecek düzeyde mikro türbin üretmeyi planlıyor.


Sinekkovar perde: Bursa'da faaliyet gösteren Elvin Tekstil, sivrisineklerin verdiği rahatsızlığı sona erdirmek için içeriğinde özel kimyasal bulunan sinekkovar perde üretti.
Alternatif rögar kapağı: izmir'de üretim yapan Dekorsan, rögar kapaklarının ölümlü kazalara yol açması ve sürekli çalınmasından hareketle 52 tonluk alternatif bir rögar kapağı tasarladı. Ürün, faydalı model patenti aldı. Ürünler yolda olgunlaşıyor: Erman Nakliyat, tır içi iklimlendirmeyi gerçekleştirdi. Şirket bu sayede, meyve ve sebze taşımalarında ürünü ham halde alıp, teslim edilecek bölgeye kadar olgunlaştırıyor.


Kuyruksuz rüzgar türbini: izmir'de faaliyet gösteren Altema, kuyruksuz rüzgar türbini geliştirdi. Rüzgar enerjisinden daha çok yararlanıldığı bu model için ABD ve Türkiye'de patent başvurusunda bulunuldu


Soygun sahnesi gerçek sanılınca


Undergraund filmi gibi... Angola'da, soygun sahnelerinin yer aldığı bir filmin çekimi sırasında polisin olayı gerçek soygun sanarak ateş açması sonucu 2 aktör hayatını kaybetti.


Filmin yönetmeni Radical Ribeiro, AFP ajansına yaptığı açıklamada, Angola'nın başkenti Luanda'nın bir banliyösünde çekim yapıldığı sırada, ölen aktörlerin elinde oyuncak silahların olduğunu söyledi. Polisin sete baskın düzenlediğini ve yakın mesafeden ateş açtığını anlatan Ribeiro, iki aktörün yere düştüğü anda nasıl donup kaldığını anlattı. Ribeiro, "Lütfen ateş etmeyin, bu bir film" diye bağırıncaya kadar polislerin ateş açmaya devam ettiğini, daha sonra yaralılara yardım etmeden olay yerini terk ettiklerini söyledi. Angolalı yetkililer, yönetmen Ribeiro'nun bu iddiaları karşısında henüz bir yorumda ya da açıklamada bulunmadı.
“Deep Throat” (Derin Gırtlak) adlı porno filmiyle dünya çapında üne kavuşan Linda Boreman’ın hayatının sinemaya uyarlanması fikrine ailesinden tepki geldi. 2002'de bir trafik kazasında ölen porno yıldızın kızkardeşi, "Ablam Derin gırtlak filminde rol yapmadı. Ona tecavüz ettiler. Dirisini sömürdüler, ölüsünü rahat bıraksınlar" dedi.


Kızkardeşi Barbara, Boreman’in hiçbir zaman porno filmlerde rol almayı istemediğini belirterek Hollywood’u ölümünden sonra kızkardeşinin yaşamını sömürmekle suçladı.
Boreman’ın otobiyografisine göre, kocası Chuck Traynor porno filmlerde oynaması için eşine şiddet uyguladı. Boreman, başrolünde zorla oynatıldığı “Deep Throat” adlı filminden 1300 dolar kazandı. Traynor’dan ayrılan Boreman porno filmlerde zorla rol aldığı için aslında kendisine tecavüz edildiğini iddia etti.
Londa Boreman'ın kızkardeşi Barbara, "Ablam gençken erkeklerin yanına bile yaklaşması izin vermezdi. Erkekler ondan çok korkardı. Hiçbir zaman porno filmlerde rol almayı istemedi. 21 yaşında evlendiği kocası ona şiddet uygulayarak zorla porno filmlerlde oynattı. Hatta filmde ona tecavüz ettiler" dedi.